İlişki Kampı

(Bu yazıda, sevgili, eş, nişanlı, partner kelimelerini karşılaması üzere “eş” kelimesi kullanılmıştır.)

Tüm ilişkiler gibi eşinizle yaşadığınız ilişki de canlıdır. Canlı olan her şey gibi büyüyüp, gelişmesi, hastalanması, enerjisini yitirmesi, değişmesi doğasının gereğidir. İlişkinizde tüm bunlar yaşanırken olan şeyin ne olduğu ve ilişkiyi etkileyen dinamiklerin neler olduğunu bilmek ilişkiniz için de sizler için de en iyisi olacaktır.

Örneğin son zamanlarda birbirinize karşı çok ilgili ve anlayışlı hissediyorsunuz. Böyle hissetmenizde payı olan şeyleri keşfetmiş olsanız, bunları çoğaltma, ilişkiye daha çok katma gibi yararınıza olacak seçimler yapabilirsiniz.

Ya da ilişkinizde eski yakınlığı, sıcaklığı, dengeyi bulamıyor ve sıklıkla çatışıyor olabilirsiniz. İşleri tekrar rayına koymak, ilişkiyi yeniden ve yeni bir dengeye oturtmakla ilgili kaygılı, kafası karışmış ve çaresiz hissediyor olabilirsiniz. Sizi bu noktaya getiren adımları keşfetmek, önünüzdeki yola doğru atacağınız adımları seçmek konusunda sizi destekleyecektir.

İlişkinizi bir fidan olarak hayal edin. Eşinizle birlikte onun büyüyüp güçlü,  sağlıklı bir ağaç olması için çabalıyorsunuz.   Bu fidanın hangi hava koşullarında yaşayabileceği, hangi mevsimde nasıl budanacağı, ne sıklıkta suya ihtiyaç duyduğu bilgilerine ihtiyaç duyacaksınızdır. Bazen fidanınız büyük bir ağacın gölgesinde kalabilir, bazen rüzgar dalını kırabilir, bazen de sarmaşıklar nefes aldırmayabilir. Fidanınızın bu problemlerini çözmek için işbirliğine ihtiyaç duyacaksınız. Fidanınızın problemleri her zaman bu kadar görünür olmayabilir ve mercekle çok daha yakından bakmanız gerekebilir. Bazen bu kadar yakından bakmaya hazırsınızdır bazen değil.

Bu kampta bakmaya ne kadar hazırsanız o kadarıyla karşılaşacaksınız. Önemli olan “bakma niyeti”yle kendinizi akışa bırakmanız.

Doğa Terapi Evi olarak size, ilişkinize çok doğal ve keyifli bir şekilde bakabileceğiniz harika bir yol sunuyoruz.

İlişki kampında öncelikle, teknolojiden uzak, günlük rutinin ve koşuşturmanın dışında, anne babalık rollerinizden ve hayatınızdaki diğer rollerden (arkadaş, evlat, çalışan vb.) sıyrılmış halde ilişkinize zaman ve enerji ayırabileceğiniz bir alana sahip olacaksınız.

Sadece bu biçimde var olmak bile sizi ezberinizde olan iletişim ve temas biçimlerinizin dışına çıkarmaya yardımcı olacaktır. Bunlara ek olarak yapacağımız orman terapisi yürüyüşündeki mindfulness (bilinçli farkındalık) ve sanat terapisi uygulamalarıyla ilişkinize dair ezberleriniz hakkında yeni ve derin farkındalıklar oluşacaktır.

Zaman zaman bilgi aktarımını da içeren söyleşilerde bu farkındalıklarınızı paylaşabilecek ve edindiğiniz bilgiler ve deneyimler ışığında ilişkinize başka bir gözle bakabilme fırsatı bulacaksınız.

1 gece 2 gün Doğa Terapi Evi bahçesinde çadır kampı şeklinde gerçekleşecek olan kampımızda bazen günlük işleri yoluna koymak bazen de daha önceden belirlenmiş bazı görevleri tamamlamak gibi aktiviteler de ilişkinize ışık tutmak amacıyla kampın parçası olacaklardır.

Gece kamp ateşi etrafında otururken sanat bizlere eşlik edecek. Bakalım ateşin çıtırtısı bize neler söyleyecek.

Sınav Öğrencileri İçin Soluklanma Kampı

Doğada geçmiş de gelecek de yoktur, doğada şimdi ve buradalık vardır. Doğa hep şimdidedir. Sahip olduklarıyla nasıl en dengede olunacağını bilir, sabırlıdır.

Doğadaki canlılara baktığında onlar, neye sahipse, onunla yaşar, onunla korunur, onunla beslenirler. Daha fazlasını istemez, bunun için kendini yarıştırmazlar. Hiçbir canlının en iyisine ulaşma amacı yoktur. Sadece bugün, onlara her ne getiriyorsa günü olduğu gibi kabul ederler. Tıpkı kendilerini oldukları haliyle kabul ettikleri gibi… Eksiklik, yetersizlik kavramları yoktur. Yapabilecekleri ve yapamayacakları vardır ve farkı çok iyi bilirler.

Sizler de doğadaki bir tilki, doğan, sincap, köstebek gibi hissetmeyi, yaşamayı, şimdi de kalmayı, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeyi deneyimleyebilirsiniz.

Doğadaki canlılara bakın sadece tehlike anında gergindirler. Tehlike yoksa gerilim de yoktur. Çünkü onlar yetersizlik, değersizlik, dışlanma, sevilmeme gibi bizi fiziksel olarak değil ama psikolojik olarak tehdit eden şeyleri bilmezler. Ama biz biliriz. Ve bunların olma ihtimali bizi gerer, endişelendirir.

Bir sincap gökyüzünde bir şahin görür. Ve bu onun için gerçek bir tehlikedir. Bu tehlike onu endişelendirir. Tehditten uzaklaşır. Ve bir süre sonra tehdit geçince rahatlar. Bizde durum biraz daha farklı işler. Biz de gerçek bir tehlike karşısında örneğin havlayan bir köpekle karşılaştığımızda bu gerçek tehlikeden uzaklaşmak isteriz. Ya ısırırsa, ya kuduz olursam endişeleri bizi hemen oradan uzaklaştırır.

Fakat zihin gerçek tehlike karşında bizi alarma geçirdiği gibi yani bedenimizi kaçmaya hazırladığı gibi psikolojik tehlikeler karşısında da bedenimizi hazırlar.

Aynı şekilde sınav da tehlikeli, tehdit eden bir konumda değerlendirildiği zaman, zihnimiz sınavı tehdit olarak algılar ve bizi kaçmaya hazırlar. Adrenalin gibi birçok hormonu salgılar ve aslında tehlikeli olmayan bu durum esnasında, tıpkı köpekten kaçmaya hazırlanmış olan bedenimiz gibi kaygılı, endişeli, gergin bir beden ve zihinle sınavda kala kalırız.

Bu haldeyken sorulara dikkat vermeye çalıştığınızı bir düşünün!  Zihninizde “ ya kazanamazsam, ya istediğim puanı alamazsam, hiçbir şey yapamayacağım, anne-babamın emeklerini boşa çıkaracağım gibi düşünceler, sınavı bizi zorlayan, tehdit altında hissettiğiniz bir alan haline getirebilir

Oysa sincapta psikolojik tehdit yoktur. Şahin ya gökyüzündedir ya da değildir. Şahin olmadığında “şimdi beni kapacak, bana tuzak hazırlıyor, dışarı hiç çıkmamalıyım” gibi tehdidi arttıran düşünceler gerçekleşmez. Şahin etraftan gittiğinde gerilim düşer ve sincap sakinleşir.

Ama bize sınavın kendisi tehdit edici geldiği için sınav içinde gerilimimiz sürer. Bir de yukarıda bahsedilen zorlayıcı düşünceleri kovalamaya çalışırsak, kovalamaya çalıştığımız düşünceler zihnimize daha çok yerleşir. Bu pembe fili unutmaya çalışmaya benzer. Unutmaya çalıştığın, zihninden çıkarmaya çalıştığın şey daha fazla zihnine çöreklenir. Ve sen sınavın geri kalan kısmını seni zorlayan düşüncelerin penceresinden görürüsün. Bu da seni daha da çıkmaza sokabilir.

Bu yüzden doğanın bizi rahatlatma gücüne ihtiyacımız olabilir. Doğadan sınavı nasıl değerlendireceğimizi keşfedebiliriz. Endişelerimize bir kartal gibi bakabiliriz, onları dışarıdan izleyip, kaybolup gitmelerini izleyerek bir süre sonra rahatlarız ve bir tavşan gibi gevşemiş, sakinleşmiş bir şekilde işimize koyulabiliriz.  Ve bu keşif bizi rahatlatabilir.

Doğa Terapi Evi’nin bahçesinde gerçekleşecek çadır kampımızda doğanın ahengine uyumlanıp, ondan ilham alarak zihnini nasıl sakinleştirebileceğini, stres yaratan durumlardan kendini nasıl koruyabileceğini, zihnini ve bedenini stresten nasıl uzaklaştırabileceğini deneyimleyebilirsin.

Koşturmacadan uzak 1- 2 gün… Ne sınav, ne şehir, ne telefon, ne ebeveynler, ne de arkadaşlar… Sadece sen ve doğa var. Zaman zaman ormanda, şelaleye doğru yürüyüşler yapacağız, bazen grup arkadaşlarınla bir barınak yapacaksın, bazen sadece çimlere uzanıp gökyüzünü seyredeceksin, bazen de bir ateş etrafında müziğin tadını çıkarıp sanatın penceresinden kendi ruhuna dokunacaksın.

İnan sıkıl(a)mayacağın kadar zengin bir dünya seni bekliyor.

18-19 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşecek olan kamp programımız hakkında ayrıntılı bilgi almak için bizi arayabilir ya da ön kayıt yaptırmak için linke tıklayabilirsiniz.

YETİŞKİN KATILIMCI BİLGİ FORMU

ÇOCUK KATILIMCI BİLGİ FORMU

error: Content is protected !!